Şişkinlik, karın bölgesinde gözle görülür bir artış olsun ya da olmasın gazlı ve doygun hissetme durumudur. Abdominal şişkinlik ve distansiyon (karında gerginlik) bireyler tarafından en çok bildirilen gastrointestinal semptomlardan 2’sidir. Şişkinlik durumunda bireylerde karın bölgesinde hapsolmuş gaz ve yoğun bir doygunluk duygusu hissedilmekte, karın basıncı artmaktadır. Bu semptomlar, ayrı ayrı ortaya çıkabilmelerine rağmen sıklıkla bir arada bulunmaktadır. Gaz şikayeti olan hastaların yaşadığı diğer semptomlar arasında karın ağrısı, ağız kokusu, anoreksi, erken doyma, mide bulantısı, gürültülü borborigmi ve bağırsak fonksiyon bozukluğu yer almaktadır. Hastalar kendilerini genellikle “balon” veya “hamile” gibi şiş olarak tanımlamaktadır. Bu durum nufüsun %16’sında aylık olarak yaşanmakta ve kadınlarda erkeklere kıyasla daha sık görülmektedir.
Fonksiyonel abdominal şişkinlik ve/veya distansiyon için tanı kriterleri şunları içermektedir :
- Ortalama olarak haftada en az 1 gün tekrarlayan şişkinlik bulunmalıdır.
- Şişkinlik ve gerginlik, baskın gastrointestinal semptom olmalıdır.
- Semptom başlangıcı tanıdan en az 6 ay önce gerçekleşmiş olmalıdır.
- Semptomlar önceki 3 ay içinde aktif olmalıdır.
Şişkinliğin altında yatan sebebi anlamak amacıyla ayrıntılı bir klinik öykü ve fiziki muayene oldukça önemlidir. Şişkinlik ve distansiyonun başlangıç zamanı, sıklığı, gıda ve bağırsak hareketleriyle ilişkisi, cerrahi öykü, kullanılan ilça ve takviyeler, beslenme alışkanlıkları detaylı olarak gözden geçirilmelidir.
Fiziki muayene sırasında hastanın kan tahlilleri yapıldıktan sonra bağırsak seslerindeki değişiklikler dinlenmekte, distansiyon( karında şişlik,gerginlik, basınç) kontrol edilmekte, dışkıda kan bulgusuna bakılmaktadır. Daha detaylı incelemelerde bağırsak motor analiz testleri, nefes testi ve gaz analiz testi gibi laboratuvar testleri kullanılmaktadır. Şişkinlik;
- Sindirim sisteminde meydana gelen herhangi bir mekanik tıkanıklık
- Karhonhidratların emilimi sırasında oluşan herhangi bir sıkıntı sonucu karbonhidrat intoleransı
- İnce bağırsakta aşırı bakteri büyümesi
- Dismotilite sendromları ( Sindirim sisteminde meydana gelen hareket bozuklukları)
- Fonksiyonel bağırsak bozuklukları
- Diğer nedenler ( İlaçlar, hormonal bozukluklar vb.) sebebiyle meydana gelebilmektedir. Yapılan fiziksel ve laboratuvar test sonuçlarının değerlendirilmesiyle şişkinliğin altında yatan sebep anlaşılabilmektedir. Daha sonra ise bu durumun yönetilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Şişkinliğin Yönetimi
Gaz ve şişkinliğin yönetimi semptomların nedenine göre değişmektedir. Şişkinliğin yönetimi;
- Diyet önlemleri
- Sindirimi kolaylaştıran enzim preparatları
- Yüzey gerilimini azaltan adsorbanlar
- Bağırsak florasını ve geçişini etkileyen ilaçlar ve tedaviler
- Cerrahi işlemler aracılığıyla yapılabilmektedir.
Diyet alışkanlıkları üzerinde yapılan değişiklikler genellikle birinci basamak tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalarda laktoz (süt, peynir vb.) ve FODMAP’lerin (mantar, şeftali gibi fermente olabilen oligo-, di- ve mono-sakkaritler ve polioller) tüketiminin ayrıca bayat veya tuzlanmış et gibi zararlı kimyasal maddelerin (Salisilatlar, sindirim sistemi mukozasına zarar veren aminler, glutamatlar, nitratlar) uzun vadede şişkinlik gibi hazımsızlık semptomlarını şiddetlendirebileceği görülmüştür. Bu sebeple bireylerde uygulanacak bu besinlerin belirli süreler beslenmeden dışlandığı diyetler şişkinliğin yönetiminde rol almaktadır.
Bağırsak florasını iyileştirmenin ve şişkinliği yönetmenin bir diğer yardımcısı da bağırsakta konumlanan zararlı mikroorganizmaları yutulmuş zararsız mikroorganizmalar ile değiştirmektir. Probiyotik olarak adlandırılan bu takviyelerin tüketilmesi bağırsak epitel bariyerini güçlendirmek, lümen pH’ını düşürmek, bakteriyel çoğalmayı bloke etmek ve nitrik oksit gibi nöroaktif aracıları harekete geçirmek gibi yararlı etkiler ortaya çıkarmaktadır.
Bağırsak florasını iyileştirmenin ve şişkinliği yönetmenin bir diğer yardımcısı da bağırsakta konumlanan zararlı mikroorganizmaları yutulmuş zararsız mikroorganizmalar ile değiştirmektir. Probiyotik olarak adlandırılan bu takviyelerin tüketilmesi bağırsak epitel bariyerini güçlendirmek, lümen pH’ını düşürmek, bakteriyel çoğalmayı bloke etmek ve nitrik oksit gibi nöroaktif aracıları harekete geçirmek gibi yararlı etkiler ortaya çıkarmaktadır.
Şişkinlikte Tüketilebilecek Besinler
Kivi: Yapılan çalışmalarda bireylerde kivi tüketiminin bağırsak hareketlerinde artış, bağırsak gaz geçişini hızlandırma, daha gevşek dışkı oluşumu ve dışkının atılış sayısında artışla ilişkili olduğu gözlemlenmiştir.
Zencefil: Kabızlık, hazımsızlık, geğirme, şişkinlik, gastrit, epigastrik rahatsızlık, mide ülserasyonları, mide bulantısı ve kusma gibi çeşitli mide rahatsızlıklarının tedavisinde büyük değere sahiptir ve bilimsel çalışmalar zencefilin bu durumlarda kullanımını doğrulamıştır. Gaz giderici etkiye sahip olan zencefil, alt yemek borusu sfinkteri üzerindeki baskıyı ve bağırsak kramplarını azaltmakta, hazımsızlık, gaz ve şişkinliği önlemeye yardımcı olmaktadır.
Nane Yağı: : Nane yağı, gastrointestinal sistemdeki birçok klinik bozukluk için başarıyla kullanılmış ve iyi bir güvenlik profiline sahip gibi görünen doğal bir üründür. Sindirimi kolaylaştırıcı özelliği sebebiyle gaz tedavisi için kullanımı tavsiye edilmektedir. Yapılan çalışmalarda irritabl bağırsak sendromu, fonksiyonel dispepsi, çocukluk çağı fonksiyonel karın ağrısı ve ameliyat sonrası mide bulantısında kullanımını desteklenmektedir. Uygun dozlarda kullanıldığı takdirde nane yağı için herhangi bir zararlı etki bildirilmemiştir.
Çörek Otu: Son yıllarda mikrobiyal hastalıkların tedavisi için herhangi bir yan etkisi bildirilmeden kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu bitki mikrobiyal hastalıklar için kullanımda değerli bir yere sahiptir. Çörek otu tohumları, sarılık, gastrointestinal problemler, anoreksiya, konjunktivit, dispepsi, romatizma, diyabet, hipertansiyon, içsel kanama, felç, amenore, anoreksiya, astım gibi birçok hastalığı tedavi etmek için geleneksel Arap bitkisel tıbbında kullanım geçmişine sahiptir.
Tarçın: Şişkinlik dahil olmak üzere çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan tarçın sahip olduğu anti-inflatuar etkiyle bağırsakta çoğalan patojen(zararlı) bakterilerin olumsuz etkilerini baskılamaktadır.
Karnıyarık Otu ( Psyllium): Bağırsaktaki yararlı bakteri kolonilerinin büyümesinde oldukça yararlı olan karnıyarık otu bağırsak hareketlerini arttırmaya ve dışkı çıkışının düzenlemesine yardımcı olmaktadır.